Finansal piyasalarda etik yatırım ve İslami finans, önemli kavramlardan ikisidir. Her iki yaklaşım da bireylerin ve kurumların yatırımlarını toplumsal sorumlulukla yönetmelerine olanak tanır. Etik yatırım, çevresel ve sosyal faktörleri göz önünde bulundurarak yapılırken, İslami finans ise finansal işlemlerinin İslam hukuku çerçevesine uygun olmasına büyük önem verir. Her iki kavram, bireylerin etik değerlere dayalı yatırım kararları alma süreçlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Hem etik yatırım hem de İslami finans, bireyleri ve kurumları kar amacı gütmeyen sosyal yarar sağlayan girişimlere yönlendirmeye teşvik eder. Dolayısıyla, bu iki kavramın kökleri, aynı sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik anlayışına dayanır.
Etik yatırım, bireylerin ve kurumların finansal kararlarını alırken belirli etik prensiplere bağlı kalma arzusuna dayanır. Temel amacı, toplumsal fayda sağlamak ve çevresel sürdürülebilirliği desteklemek olan yatırım stratejileri geliştirmektir. Etik yatırımcılar, yatırımlarını yalnızca finansal getirilerle değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel etkilerle de değerlendirir. Bu süreç, yatırımcıların hangi sektörlerde yer almayı tercih edeceklerini belirlemelerinde önemli bir rol oynar. Örneğin, yenilenebilir enerji yatırımları, çevre dostu projelere destek vermek amacıyla etik yatırımcılar tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.
Etik yatırımın temel ilkeleri arasında şeffaflık, adalet ve sürdürülebilirlik yer alır. Bu ilkeler, yatırımcıların hangi şirketlere veya projelere yarar sağlayacakları konusunda bilinçli tercihler yapmalarını sağlar. Yatırımcılar, etik kriterlere göre şirketleri değerlendirirken çevresel zararlara yol açan veya insan haklarını ihlal eden kuruluşlardan kaçınırlar. Etik yatırım kriterleri şunları içerir:
İslami finans, İslam hukuku olan Şeriat’a uygun finansal işlemleri içeren bir sistemdir. İslami finansın temel ilkelerinden biri, faiz (Riba) yasaklıdır. Bu yasağın arkasındaki mantık, borç verme yoluyla elde edilen gelirlerin adaletli ve etik bir yolla sağlanmasının gerekliliğidir. İslami finansal sistemde ticari işlemler, risk paylaşımını teşvik eder. Yani, tüm tarafların kazanç ve kayır paylaştığı bir sistem oluşturulur. Bu yönüyle İslami finans, birçok geleneksel finansal sistemin sunduğu riskleri minimize etmeyi amaçlar.
İslami finansın diğer önemli ilkeleri arasında spekülatif faaliyetlerin yasaklanması ve şeffaflık yer alır. İşlemlerin her iki tarafınca da açık ve net olması, finansal sistemin güvenilirliğini artırır. İslami finans yaklaşımında, sosyal sorumluluk ve ekonomik adalet önem kazanır. Yatırımlar, yalnızca kâr sağlama amacıyla değil, aynı zamanda toplumsal fayda sağlamaya dayalı bir anlayışla gerçekleşir. İslami finans ürünleri arasında kar-zarar ortaklığı (Mudarabah) ve ortaklık (Musharakah) gibi yöntemler yer alır. Bu ürünler, yatırımcıların ve girişimcilerin birlikte çalışarak daha adil ve sürdürülebilir bir ekonomik sisteme katkıda bulunmasına olanak tanır.
Etik yatırım ve İslami finans arasındaki ortak noktalar, her iki sistemin de toplumsal değerlere ve sürdürülebilirliğe vurgu yapmasıdır. Her iki yaklaşım da finansal kararların yalnızca kâr amacı güden bir perspektifle değil, toplumsal ve çevresel etkilerle ele alınması gerektiğini savunur. Böylece, hem etik yatırımcılar hem de İslami finans kuralları, yatırımcıları insan odaklı düşünmeye ve sosyal yarar sağlayan projelere yönelmeye teşvik eder. Her iki sistem, bu amaçlarından dolayı daha adil ve sürdürülebilir bir ekonomik modèle ulaşmayı hedefler.
Fakat, bu iki yaklaşım arasında belirgin farklılıklar da vardır. Etik yatırım, geniş bir yelpazede farklı sosyal, çevresel ve yönetsel kriterleri değerlendirebilirken, İslami finans yalnızca Şeriat kurallarına uygun olmalıdır. Yani, İslami finans, faiz ve spekülasyon gibi yasakları uygulamak zorundadır. Dolayısıyla, İslami finans doğası gereği belirli bir inanç sistemine dayanırken, etik yatırım daha geniş bir etik çerçeveye sahiptir. Her iki sistemin de hedefi benzer olsa da, uygulama ve büyüme alanları açısından farklılaşmaları dikkat çekicidir.
Etik yatırım ve İslami finans, yalnızca finansal kazanç sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sosyal sorumluluk bilincini de geliştirmek amacı taşır. Her iki yaklaşım da, yatırımcıların toplumsal faydayı dikkate aldığı bir ekonomik dinamik yaratmayı amaçlar. Bu tür finansal sistemlerin artmasıyla birlikte, toplumların daha sürdürülebilir bir geleceğe yönlendirilmesi hedeflenmektedir. Etik değerlere dayalı yatırım kararları, sadece birey ve kurumların değil, aynı zamanda global ölçekte ekonomik adaletin sağlanmasına katkıda bulunur.
Gelecekte, etik yatırım ve İslami finans uygulamalarının yaygınlaşması, sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda çevresel ve sosyal sorunları çözme noktasında da etkili olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, bu iki yaklaşımın daha fazla desteklenmesi gerektiği ortadadır. Yatırımcıların bilinçleri ve etik değerleri, finansal sistemlerin dönüşümünde anahtar rol oynamaktadır. Dolayısıyla, ekonomik gelişimin sosyal sorumlulukla birleştiği bir döneme girilmektedir.